22 Mart 2010 Pazartesi

belki

Bir yaram olabilir benim belki
kanamasa da, kapansa da tamamen, durabilir belki derinlerde bir yerlerde
görünmese de açığa vurabilir benim suskun yanımı
söyletebilir belki bırak dağınık kalsın cümlelerini ve inkar edebilir söylediklerini
yaralayabilir belki birini, birilerini, yeniden açmamak için kendini
çıkmamak için bir daha gün ışığına

belki bir yaram olabilir benim
ve günün birinde sızlayabilir belki yeniden

20 Mart 2010 Cumartesi

tembellik etme hakkı

Ankara - İstanbul arasında mekik dokumaktan hayli yorulmuş olan ben uzun zaman sonra bugün ilk defa şöyle güzelce tembellik edebildim
Bütün gün bir şeyler atıştırmak suretiyle House'dan peşpeşe 8 bölüm izledim
ve şimdi dokuzuncuya başlayabilirim :))

19 Mart 2010 Cuma

serzeniş

Sabahtan beri dilime dolandı şarkı, nereden geldiyse aklıma "masumsun sen, bana göre benimse kırk tilkiyle şu beynimde" ve en sevdiğim kısmı geliyor, "ne işim var savaşlarda boyalarla gözlerimde"

Kendimi seviyorum ki ben, şıkır şıkır kolyeler takıp ayna karşısında geziniyorum,
bunalım kadını mıyım, evet bazen çok feci dalabiliyorum kendisine, ama sonra ne oluyor, Madam Despina'ya gidip yine kendisinin şerefine kadeh kaldırıyorum, "yanında bi ince Müzeyyen Abla". Kocaman fotoğraf makinemi gözüme dayayıp kafamda daha büyük bir şapkayla kuşları yemlerle kandırarak fotoğraflarını çekiyorum, gülüyorum, kendi kendime konuşuyorum, sonra yine gülüyorum. Fotoğraf makinem taşıdıkça ağırlaşıyor, ben gittikçe hafifliyorum.

Hava da güzel bugün İstanbul'da hemen atasım var kendimi yollara
bir de şu erguvanlar vaktini beklemeden açsa...

"biraz sev sakinleştir, sevgilinim ben işte
boşver sev sakinleşir, sevgilin serzenişte"

17 Mart 2010 Çarşamba

Çiçek


Sana bir şey söyliyim mi, akıp gidiyor hayat.
Kimin gittiği, kimin kaldığı ne yaşandığından bağımsız, öyle kendi başına, sadelikle akıp gidiyor.
Bakma sen, bir kere daha açsa da o çiçek aynı ağacın aynı dalında, o hiç aynı çiçek olmuyor.

15 Mart 2010 Pazartesi

düşman

Şimdi anlıyor gerçeği küçük
ilk defa görüyor, şaşırıyor
ne bekliyordun peki diye soramıyorum ben ona, anlamaz beni, neydi derdi bilemiyorum.
Yine de gülüp geçemiyorum tabii

öyle tanıdık ki şimdi uzaktan gelen bu çığlık
ben onu anlarım ama o kimseyi anlayamaz şimdi

düşmanım o benim
ezeli ve ebedi

amaç

Birine dair yazabiliyorsam ben tek, o biri gidince ne olacak peki? Gitmemeli mi sırf ben sürdürebileyim diye?

8 Mart 2010 Pazartesi

günlerden öyle bir gün


"uzandım usulca cigarama;
yavan ömrüme katık.
ben o gün öldüm gülüm,
bir daha ölmem artık."
M. Altıok