11 Ocak 2010 Pazartesi

melankolik...

“Seninle az az olmak var” diye bir dize geliyor aklıma, eğer varsa böyle bir dize, uydurmadıysam, ya da bir dizeyi alıp kafamda yeniden yazmadıysam, unutup asıl halini, bazı oluşların, olmayışların… Olamayışların...

Biliyorum. Bildim. "Niye/ydi ki?" diye de düşündüm.. "Düşündünüz mü hiç niye?", diye de düşündüm. Tuhaf duygudur: Önce unuttum ben bu seni: Senin sesini, unuttum.. Unuttum, bir deniz feneri olduğunu, aydınlığından da korkulan...

Bunu ben istemiş olmalıyım: Korkutucu olanı, bakmayı çok, bir de susmayı.. Parlaklığın mı gözlerimi alan, yoksa göze aldığım mı..?

Yanmadım hiç!

Bir kıyıdayım şimdi, sonsuz bir incelik duygusu içimde. Aklımdan neler neler geçiyor... Sırası gelmeyen, sırası gelip de geçen herşey gibiyim. Her şey ağır çekim, bir tek ben görüyorum sanki bütün olmayıp biteni.. Kıpkırmızı bir düşün içindeyim. Adım atmayışımı, hayatın süzülüşünü izleyişimi, öylece kendi haline bırakışımı her şeyi uzaktan izliyorum... Kırmızı bir düşün içinde...

Biliyorum, bir gün ben, hüzne yer vermeden ve bulaşmadan kedere, yaşamayı öğreneceğim bu düşü...

Ama... "Değil daha, vakit var daha..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder