31 Ekim 2009 Cumartesi

Pelin

"hayat bazen birini seçer
biz 'pas!' deriz söz pelin'e geçer"

diye güzelce bir şarkısı vardı Nil Karaibrahimgil'in. Hatırlıyorum, kaseti çıktığında (bizim zamanımızda kaset vardı!) bir röportajında herkesin hayatında bir Pelin vardır demişti, kadın. Doğrudur. Hatta şu ara benim hayatımda herkes Pelin. Bir ezik benim anasını satiim. Herkesin bi meziyeti, özelliği, bi iyiliği, şahane sevgilisi, filanı fıstığı var. Ben de arkadaş düğünlerinde "hadi darısı başına" dileklerinden uzak durmak için arka sıralarda çekirdek çitlemeyi tercih etmekteyim.

"pelin'in bir stili var
mesela aşık olmaz
biz hepimiz buluşuruz pelin'in vakti olmaz!"

Evet aşık filan oluyorum, reddediliyorum, utanmazım ya, yine oluyorum. Dünya işiyle gücüyle doktorların kaprisiyle, üstlerimin gereksiz işleriyle uğraşıyorum. Aynı unvanı statüyü filan taşıdığım insanlar ortalıkta "siz benim kim olduğumu biliyor musunuz" gerinmeleriyle dolanırken, ben "pardon, siz kimdiniz" diyorum. Ama aşağılamak için değil, dost canlısı olma hallerim elimde patlıyor bildiğin.

"mor bana gitmez, pelin'e gider
o beni sevmez, pelin'i sever!
kader bana gülmez, pelin'e güler!
kimse beni çekmez, pelin'i çeker!"

İNANIYORUM. "Bugün git yarın gel" diyorlar, gidiyorum, ertesi gün geri geliyorum. Arkamdaki adam kavga ediyor, onun işi o gün halloluyor. Herkesin evini bir günde pırıl pırıl eden temizlikçiler çok yorulmasınlar diye ben de yardım ediyorum, bir benim iş yetişmiyor. Baktım ki yan masanın kahvesini yetiştiremediği için azar yicek garson, diyorum ki "benimkini sonra getir önce onu götür", benim kahvem saatlerce gelmiyor.

İlk ne zaman başladığını da biliyorum sahi. İlkokula başlamamış olmalıyım daha, bir gün baya bir sıra bekledim salıncak önünde, sıra bana geldi, tam bindim sallanıcam arkamdan bir çocuk geldi, dedi ki, "annemler gidiyorlar, beklememe izin vermiyorlar, iki dakika sallanabilir miyim, sonra hemen gitmek zorundayım" Üzüldüm çocuğun haline, tamam dedim, geç buyur sen bin, çocuk bindiği an kahkaha atmaya başladı, yalanmış meğer, sadece yerime geçmek içinmiş. Kenara çekildim ve uzunca süre salıncaklardan nefret ettim.

Evet evet biliyorum işte kaynağını, herhalde o çocuğun adı da Pelin'di

AAhhh bi elime geçirirsem ben o veledi...

6 yorum:

  1. Siz de bu gezegende yaşamıyorsunuz sanırım. Ne güzel:)

    YanıtlaSil
  2. çok merak ettim, neden böyle düşündünüz

    diğer taraftan galiba öyle :))

    YanıtlaSil
  3. :)) bizden biri gibi yani...
    kabalık yapmış olmadım umarım..

    harika bir tespit olmuş demeye geldim..
    herkesin bir pelini var ve hatta bu pelinler gittikçe çoğalmakta ve normal olanlar onlar olmakta...
    ince ruhlular demode gönüllüler saflıkla suçlanmakla..

    YanıtlaSil
  4. Estağfurullah, doğru söze ne denir :)

    Azınlıktayız diyorsunuz. Bana hep bir tek ben varmışım gibi gelirdi. En azından şimdi burada benimkine benzer başka nefesler de duyuyorum, teşekkür ederim.

    Yazılarını severek okduğum birini burada görmek çok keyifli, her zaman beklerim

    YanıtlaSil
  5. o veledi elinize geçirseniz yeniden, eminim yine yerinizi kapacak yeni bir yalan uyduruverir..
    Çünkü sizin ruhunuzda peline kanmak var..
    dünyanın dengesi böyle .. bir taraf kanmaya gönüllü, bir taraf kandırmaya eğimli..
    sürekli..
    SÖZ

    YanıtlaSil
  6. Kesinlikle haklısınız. İnsan, tarafını istemeden seçiyor.

    Bazen zorlasa da acıtsa da inanmayı seçiyorum ben, çünkü aksiyle mutlu olamıyorum

    YanıtlaSil